Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ilişkileri II. Dünya Savaşı’ndan beri neredeyse her dönem dalgalı bir süreçten geçmiştir. Türkiye’nin yakın bölgesi dışındaki sorunların çözümünde (Kore, Afganistan, Somali vb.) iki devletin politikalarının kolayca iş birliğine döndüğünü ve NATO’nun ortak çalışma mantığı içerisinde geliştiğini görüyoruz. Ancak Türkiye’nin yakın çevresine yönelik ABD politikaları Türkiye’nin politikalarıyla genellikle örtüşmemiştir. Diğer bir deyişle ABD’nin küresel politikaları Türkiye’nin bölgesel politikalarıyla neredeyse hiç uyumlu olmamıştır. Türkiye’nin dünyanın en sorunlu bölgeleriyle çevrili olması dikkate alındığında her dönem ilişkilerde uyum zorluğunu beraberinde getirmiştir. Bu nedenle “hastalıklı-patolojik” bir ilişki ortaya çıkmış, hastalığın şiddeti ve seyri dönemden döneme farklılık gösterse de bu hastalık hiçbir zaman ölümcül olmamıştır.
Yakın Tarihe Bakış
Stalin-Molotof ikilisinin “Sovyetler Birliği-Türkiye Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması”nın devamını kabul edilemeyecek şartlara bağlaması, Adana Konferansı’nda İsmet İnönü’nün Sovyetler Birliği ile ilgili gelecek öngörüsünü haklı çıkarmıştır. Bu durum güvenlik kaygısını doruğa çıkarmış ve söz konusu kaygı NATO’ya üye olunarak giderilmiştir. Truman Doktrini’yle başlayan süreç, ABD’nin Rusya yanlısı olarak gördüğü Fener Rum Patriğini değiştirme baskısının sonuç vermesi ve Marshall yardımıyla devam ederken Türk dış politikası ABD özelinde Batı endeksli bir yapıya bürünmüştür.
Prof. Dr. R. Kutay Karaca
1991 yılında Hava Harp Okulu’ndan mezun olan Ragıp Kutay Karaca, 1991-2013 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli eğitim birimlerinde çalıştı. 2000’de Anadolu Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nde ikinci lisans eğitimini tamamladı. Karaca, 2003’te Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, SBE, Strateji Bilimi Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi bitirdi. 2007’de Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı’nda “Soğuk Savaş Sonrası Türkiye Cumhuriyeti Çin Halk Cumhuriyeti İlişkileri” başlıklı teziyle doktora derecesini aldı.