Merkez ve Doğu Avrupa ile Balkanlarda Hakikatın Yeniden İnşası ve Otoriterleşme [RAPOR 2/2020]
- Tarih 2 Eylül 2020
Liberal demokrasinin bir kriz yaşadığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Bu kriz kendisini dünyanın pek çok yerine farklı biçimlerde gösteriyor. Kimi bölgelerde çeşitli hak erozyonları biçiminde yaşanan bu kriz, Rusya ve Çin gibi devletlerde sert bir otoriterleşme, 1990’larda sosyalizmden liberal demokrasiye geçmiş ülkelerde ise sağ popülizm ve güçlenen otokrasiler şeklinde yaşanıyor. Bu çalışmada istikrara feda edilen demokrasi; stratejik öncelikler nedeniyle görmezden gelinen nepotizm; devletler arası krizlerde ihtiyaç duyulan rasyonel liderlerin alternatifsizliği illüzyonunun bölge rejimlerinin niteliğini demokrasiden rekabetçi otoriterliğe nasıl kaydırdığı tartışılacaktır.
Son otuz yıldır Batı demokrasileri antidemokratik rejimleri liberal uluslararası düzene dâhil etmek konusunda bir hayli çaba sarf ettiler. Dahl, Lipset, Moore, Muller ve pek çok düşünür ekonomik liberalizasyonun, demokratikleşmenin bir koşulu olduğunu öne sürüyordu. Böylece ekonomik liberalizasyonu gerçekleştirmiş bir devletin ister istemez demokratikleşeceğine ilişkin otomatik bir süreç olduğuna, bir görünmez elin ekonomik liberalizasyonu gerçekleştirecek toplumlarda demokratik dönüşüm yaratacağına ilişkin bir ön kabul bulunuyordu. Bu süreç ortaya çıkacak bir burjuva sınıfının bir pazar ekonomisi kurarak, tam rekabetin önünde duran diktatörlere meydan okuyacağına ilişkin bir anlatıya dayanıyordu. En nihayet bu rekabetçi pazar ekonomisi, rekabetçi bir siyasi yapıyı mantıksal olarak da demokrasiyi üretecekti.
Ancak Jessop, Plamenatz ve Poulantzas gibi Marksist yazarlar 1990’lı yıllarda ana trend haline gelmiş bu spontane yaklaşımı eleştirmeye başladılar. Bu düşünürler hükümetlerle kapitalistleşme sürecinin ajanı olacak burjuvazi arasında sıkı bağlar oluşacağını; hem hükümetlerin hem de burjuvanın kapitalistleşme sürecinde ortaya çıkacak rantı paylaşmak için demokratik değerlerin yayılması konusunda hiç de cömert olmayacaklarını; daha basit bir ifadeyle küresel ekonomi ile eklemlenme ve özelleştirmelerle ortaya çıkacak bu rantı geniş halk kitlelerine dağıtmak konusunda fikir birliği içinde olacaklarını savunuyordu.

Yazar Hakkında
Doç. Dr. Murat Necip ARMAN
2002 yılında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak akademik kariyerine başlayan Arman 2007 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi SBE Avrupa Çalışmaları programında doktora derecesini almıştır. 2017 yılında Uluslararası İlişkiler alanında doçent olan Arman 2018 yılında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Aydın İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümüne doçent olarak atanmıştır. Halen bu bölümdeki görevine devam etmektedir. Avrupa siyasi bütünleşmesi ve Balkan çalışmaları alanlarında çalışan Arman bu konularda iki kitap, pek çok kitap bölümü ve akademik makale kaleme almıştır.
Diplomasi Araştırmaları Derneği üyesi olan Arman’ın çalışmalarının tam listesine https://scholar.google.com/citations?hl=tr&user=mNwpSUwAAAAJ&view_op=list_works&sortby=pubdate adresinden ulaşılabilir.